Karmatik ilişkiler: 9 belirti, aynasal ve kaderî birlik farkları, neden ortaya çıkarlar, nasıl dönüştürülür ve doğum tarihlerine göre hesaplama
Partnerlerin karmatik ilişkileri nedir, belirtileri nelerdir, neden ortaya çıkarlar, nasıl işlenir ve doğum tarihlerine göre nasıl hesaplanır

Partnerlerin karmatik ilişkileri nedir?
Hayatta insanlar sık sık “karma” kavramıyla karşılaşırlar; ancak bunun tam olarak ne olduğunu ve karmatik ilişkilerin ne anlama geldiğini her zaman net biçimde bilmezler. Karma, bu ya da önceki yaşamımızda sergilediğimiz düşüncelerin, eylemlerin, davranışların ve farklı insanlarla kurduğumuz ilişkilerin toplamı ve bunların karşı etkileridir. Tüm bunlar ya geleceğe dönük karmatik görevlerin nedeni olur ya da meşhur “karmaya artı” getirir. Bu yüzden karmatik ilişkiler hem çok mutlu olabilir hem de sorunların kaynağına dönüşebilir.
Karma şu biçimlerde olabilir:
- Kişisel – her insan için bireysel olandır.
- İkiler arası – yaşam boyunca temas ettiğimiz herkesle kurulan ilişkiler; anne-babadan ve aile üyelerinden başlayarak. Ebeveynler ve çocuklar, eşler, arkadaşlar ve dostlar arasında ikiler arası karmatik bağlar vardır.
Hayatın karşımıza çıkardığı herkes karmatik partner olabilir. Bu sadece anne-baba, çocuklar ve en yakın akrabalar değil; arkadaşlar, tanıdıklar, çalışma arkadaşları vb. de dahildir.
Tamamlanmamış ilişkiler veya gerekli derslerin çıkarılmadığı temaslar ruhun bir sonraki bedenlenişlerinde de tekrarlanır. Öyle olur ki, önemli dersleri vermemiş ya da yanlış sonuçlar çıkarmamıza yol açmış kişiler yeni bir bedenlenişte tekrar hayatımıza dönerler. Bu, negatif karmanının bir sonucudur.
İnsanın hayatındaki her şey karmayla bağlantılıdır. Örneğin bir çocuk, küçükken anne-babasının soğukluğundan ya da sertliğinden mustarip olmuşsa, yeni doğumunda kendisi de böyle bir ebeveyne dönüşebilir. Bu durum, önceki bedenlenişindeki ebeveynlerin davranışlarının nedenlerini anlaması, dersler çıkarması ve karmatik dersi benimsemesi için verilir ki aynı hatayı asla tekrarlamasın.
Bu tür ilişki “karmatik bağ” olarak adlandırılır. Enerjiler gibi bu bağ da olumlu veya olumsuz olabilir. Karma, derslerin ve hataların işlenmesi için gönderilebilir; bu durumda ceza ya da ağır bir emek gibi algılanabilir. Aynı zamanda ödül olarak da gelebilir; sevinç, mutluluk ve başarı getirir.
Karmatik birlik türleri
Karmatik ilişkiler incelendiğinde en belirgin iki tür ön plana çıkar: aynasal (yansımalı) birlik ve kaderî birlik. Bunları birbirinden ayırt etmek önemlidir.
Kaderî birlik
Bu tür ilişki, taraflardan birinin karmatik kuyruğunda 3 – 7 – 22 (Mahkûm), diğerinin ise 9 – 3 – 21 (Gardiyan) Arkanları bulunduğunda ortaya çıkar. Bu anlamlar geniş manada ele alınmalıdır. Örneğin birlik üyelerinden biri önceki yaşamında mahkûm olabilir, esaret yaşamış olabilir ya da zararlı alışkanlıklara – alkol, uyuşturucu – bağımlı olmuş; ilişkide veya evlilikte edilgen tarafı canlandırmış olabilir. Diğeri ise önceki bedenlenişinde bir otorite temsilcisi, birinin özgürlüğünü kısıtlayan kişi, ev içi zorba, otoriter yönetici veya manipülatör olmuş olabilir.
Böyle bir birlikte karmatik görev ve derslerin işlenmesi, önceki yaşamın durumlarının yeni hayatta tekrarlanmaması ya da kötüleşmemesi açısından çok önemlidir. Mahkûm, koşulların veya insanların esiri olmayı bırakmalı; Gardiyan ise kontrolü gevşetmeli, eşinin veya partnerinin özgürlüğünü kısıtlamamalıdır.
Böyle bir birlikte kişinin kendine karşı dürüst olması son derece önemlidir. Kaderî birlik kişiyi tatmin ediyorsa, neden olmasın. Ancak bu tür ilişkiler rahatsızlık ve hoşnutsuzluk yaratıyorsa, gerekli adımlar atılmalıdır. Gardiyan “gemleri gevşetmeli”, Mahkûm ise sadece ailenin bir üyesi olarak değil, mesleki ve toplumsal alanda da kendini gerçekleştirmelidir.
Aynasal (yansımalı) birlik
Adından da anlaşılacağı üzere bu birlikte her iki partner de birbirinin aynadaki yansımasıdır. Bu, hem erkeğin hem kadının baskın Arkanlarının aynı olduğu durumlarda görülebilir. Sonuç olarak herkes “örtüyü kendi tarafına çeker”, hiç kimse kimseye yol vermez; daha iyi, daha çok, daha önemli olduğunu kanıtlama çabası sürer. Ortaya birlikten çok, ilişkiyi sorgulama, karşı koyma, mücadele çıkar. Bu birlikte daima gerilim ve rahatsızlık olur; bu yüzden üzerinde mutlaka çalışmak gerekir.
Profesyonel ilişkileri aile içine taşımamak son derece önemlidir. Örneğin kadın bir öğretmendir. Öğrencileri yönetmeye, yönlendirmeye ve kontrol etmeye, hatta kimi zaman otoritesi ve bilgisiyle baskı kurmaya alışmıştır. Aynı yöntemler eve karşı da uygulanırsa, ailede kolayca bir kriz baş gösterebilir. Böyle bir kadının, evde öğretmen değil; eş, anne, kız evlat olduğunu anlaması gerekir. “Gemleri gevşetmeli”, aile içinde birilerini ders vermeye ve kontrol etmeye gerek olmadığını; akıllı bir politika izleyip kadınlığını ve annelik sezgisini göstermenin yeterli olduğunu fark etmelidir.
Aynısı erkek için de geçerlidir. İşte büyük bir yönetici olması, evde de yakınlarına astlarıymış gibi davranması gerektiği anlamına gelmez. Aynasal birlikte bu tür girişimler yansıyacak, yani partnerler sürekli güç için mücadele edecek ve otoritelerini savunacaktır.
Aynasal birliği uyumlu hâle getirmek için hem erkeğin hem kadının partnerinde kendi yansımasını görmesi gerekir. Hatalarını anlarlarsa, böyle bir birlikte dengeye ulaşılabilir.
Karmatik ilişki mi değil mi?
Karmatik bağın şu belirtileri vardır:
- Partnerle sürekli bir arada olma isteği. İnsanlar ya evlenmek ister ya da ortak bir girişim, iş, proje kurmak. Bazen de özellikle bu birliktelikte, bu partnerle çocuk sahibi olma arzusu belirir. Bu duygular aklı baştan alır, “zihni kapatır”, kişiyi yalnızca bu hislerle meşgul eder. Ancak belirlenen karmatik görev yerine getirildikten sonra – örneğin projenin bitmesi ya da çocuğun doğması – birlik dağılabilir. Bu, ya karmatik görevin tamamlandığını ya da tamamen bitmediğini gösterebilir. Örneğin projenin devamı gerekebilir ya da çocuğun doğumu yasal evlilikle sonuçlanmalıdır.
- Partnerler arasında 10 yıldan fazla yaş farkı. Farklı kuşaklardan insanlar, karmatik borcu işlemek için bir araya gelebilir. Böyle bir birlik aynasal da olabilir kaderî de; üstelik öğretici olan her zaman yaşça büyük olan değildir. Bu tür karmatik ilişkiler hem önemli bir ders için verilir hem de ödül niteliğinde olabilir.
- İstenmesine rağmen çocuk sahibi olamamak. Bu durum, yerine getirilmemiş bir karmatik görevin varlığını gösterebilir. Ancak bu görevin olumlu çözümü iki sonuca götürebilir: beklenen evladın doğumu ya da çiftin ayrılıp bir sonraki ilişkilerinde çocuk sahibi olmaları.
- İlişkilerin hızla gelişmesi. Partnerler birbirlerini “sanki ebediyetten beri tanıyor” gibi hissedebilir ya da bu, ilk görüşte aşk olabilir.
- Partnerlerden birinin ya da her ikisinin hayatında köklü değişimler. Böyle bir birlik, her bir partnerin Kader Matrisi’nde 5, 9 ve 2 gibi sakin enerjiler, Uyum Matrisi’nde ise 4, 7, 11, 13 ve 16 olduğunda görülür. Ayrıyken bu insanlar sakindir, ancak birleşince enerjileri coşar; değişimler, taşınmalar, inanç değişimleri vb. yaşanır.
- Birlik üyelerinden birinin evli olması. Özgür olmayan bir partnerle ilişki, doğru kararlar alma gerekliliğidir. Böyle bir bağ karmayı bozar; olumlu değişimler ise başka, değerli ve özgür bir partnerle uyumlu bir birliğe götürebilir.
- Bağımlılık. Partnerlerden birinin diğerinin negatif etkilerine ve eylemlerine boyun eğdiği yıkıcı birlik; örneğin fiziksel ya da psikolojik şiddete, kontrole, finansal dikteye maruz kalmak.
- Kişinin yıkıcı bir birlikte kalmaya devam etmesi; olumsuz sonuçların farkında ve bilincinde olmasına rağmen, evlilik ya da ilişki bittikten sonra bile ders çıkarmaması. Bu tür partnerler sık sık ayrılıp barışırlar ve ilişkide kısır bir döngü oluştururlar.
- Aile veya partner ilişkilerinde zor krizler. Bu krizler ya resmi nikâhın kıyıldığı andan ya da fiilî birlikte yaşamanın başladığı andan itibaren oluşmaya başlar. Şu krizler mevcuttur:
- İlk yıl.
- Birliğin üçüncü – beşinci yılı.
- Birlikte yaşamanın yedinci yılı.
- Evliliğin onuncu, on üçüncü ve yirmi birinci yılı.
Bu tarihlerde birlik içinde hoş olmayan durumlar meydana geliyorsa – birbirinden memnuniyetsizlik, kavgalar, saldırgan ilişkiler – böyle bir evlilik karmatik olarak okunur. Bu birlik, kriz anlarında ortaya çıkan unsurların işlenmesi için verilir.
Karmatik ilişkilerin mutlu ve huzurlu bir evliliğe dönüşüp dönüşemeyeceği sorusu doğabilir. Elbette dönüşebilir; ancak yalnızca her iki partner de kendi bireysel ve ortak karmatik derslerini başarıyla işlerse.
Karmatik ilişkileri nasıl sonlandırmalı
“Karmatik ilişkiler mutlaka bitirilmelidir” demek en kolayıdır. Bu tam olarak böyle değildir. Bazen ayrılık tek mümkün ve doğru yoldur. Birlikte ilişkiler patolojik şekilde gelişiyor ve psikolojik, hatta bazen fiziksel olarak partnerlerden birini ya da her ikisini yıkıma sürüklüyorsa, bu gerekli bir çıkıştır. Ancak ayrılık da doğru biçimde olmalıdır; aksi takdirde insanlar yeni partnerle ve ruhun yeni bedenlenişinde benzer durumları tekrar tekrar yaşamaya mahkûm olurlar. Örneğin, gürültülü kamu suçlamalarıyla, skandallarla, mal paylaşımıyla ve ayrılıktan sonra bile bitmeyen karşılıklı hoşnutsuzluklarla yaşanan skandal bir boşanma. Düşük titreşimlerde ayrılmak son derece kötüdür; çünkü karmatik görevleri yine de işlemek gerekecektir.
İlişki, aile – çok ciddi bir iştir; mükemmel bir sonuç da getirebilir, ayrılığa da götürebilir. Karma açısından ayrılığın nasıl gerçekleştiği son derece önemlidir. Birlik dağıldıktan sonra insanlar iyi ilişkiler içinde kalıyorsa, karmatik dersleri özümsemişlerdir ve başarısız bağları tekrarlamaya mahkûm olmayacaklardır.
Her ayrılıkta iki taraf da sorumludur; çünkü sevgiyi ve sıcak teması koruyamamışlardır. Çiftin temel görevi, mevcut ilişkiyi korumaya çalışmak, çatışmaların nedenlerini anlamak, küçük incinmeleri affetmek, partneri değiştirmeye kalkışmak yerine önce kendini değiştirmeye çalışmaktır. Bir insan olumlu yönde değiştiğinde, bu olumlu dönüşüm onun tüm çevresine yansır; bu çevre yüzlerce, hatta binlerce insan olabilir.
Kişi her bir sonraki evliliğinde aynı durumların ve zorlukların tekrarlandığını hissediyorsa, sorunların partnerlerde veya çevrede değil, kişinin kendisinde olduğunu gösterir. Kişi, anne-babasının aile içindeki standardını ya da gördüğü örneklerden edindiği kalıbı yaşar. Böyle biri, evliliklerinin çöküşünün nedeninin kendini daha iyiye değiştirmek istememesi ve hayat arkadaşından aşırı beklentiler olduğunu idrak etme zahmetine girmez.
Bazı durumlarda davranışın ve partnerle ilişki kurma biçiminin değişmesi ailede adeta mucizevi bir dönüşüm yaratır. Her şey çok hızlı ve görünürde kolay biçimde düzelir. Ancak bazen birinin değişimi diğerini memnun etmez ve birlik yine de uyum bulamaz. Bu durumda çiftin yine de ayrılması gerekir; çünkü ruhlardan biri ilerler ve gelişir, diğeri ise iyileşmeye doğru adım atmakta ısrarla isteksizdir. O ruh karmatik görevlerini işlemez ve başka birliklerde, evliliklerde tüm döngüyü, gerekirse birkaç kez, baştan yaşamak zorunda kalır.
Kader ve karmatik ilişkiler
Kader çoğu zaman önceden belirlenmiş, “yazılıp mühürlenmiş” bir şey olarak algılanır. Kader Matrisi, spiritüel pratikler ve Budizm ise insanın hayatındaki her şeyin bizzat kendisine bağlı olduğunu söyler. Kişi her şeyin önceden takdir edildiğini düşünüyorsa, partnerle karşılaşmasının da kader olduğunu sanabilir. Oysa Kader Matrisi, ruhun partnerini bizzat seçtiğini, gerekli karmatik deneyimi yaşamak için bu seçimin yapıldığını söyler; bunu istersek “kader” hanesine yazabiliriz.
Karmatik ilişkinin bulunduğu çiftte çalışma
Birliği onarmak ve ilişkileri iyileştirmek için bunu her iki partner de istemelidir. Bir başka insanı değiştirmeye çalışmaya değmez – hem anlamsızdır hem de zarar verebilir. Eğer ikinci partner durumu iyileştirmeye yönelik her girişime, davranışını etkileme çabalarına direnirse, bu aile içinde sert tartışmalara ve hatta skandallara yol açabilir. Çocukluktan beri içselleştirilmiş “ayarları”, yaşam kalıplarını zorla değiştirmek, karmatik görevleri işlemek yalnızca kişinin kendi yapabileceği bir iştir. Evlilikte iki kişi bulunduğu için değişimi istemesi gerekenler de ikisidir. Üstelik bu değişimler büyük çaba, ruh gücü, zaman ve eylemlerde tutarlılık gerektirir.
Ayrılıktan sonra partnerlerde ya da partnerlerden birinde yakın zamandaki sevgiliye karşı hoşnutsuzluk, itiraz ve tartışmalı meseleler kalıyorsa, bu karmatik görevlerin işlenmeden kaldığını gösterir. Bu durum, aynı senaryonun tekrarlanmasına veya ruhun yeni bedenlenişinde aynı partnerle tekrar karşılaşılmasına yol açabilir.
Eğer her iki partner de en doğru çıkışın ayrılık olduğuna karar verdiyse, birbirlerine minnettar olmak önemlidir. Sonuçta ilişkinin başında aşk vardı; parlak ve unutulmaz bir duygu. Birlikte yaşanan süreçte de azımsanmayacak kadar güzel şey oldu. Ayrılıktan sonra iyi ilişkileri sürdürmek, özellikle de birlikte çocuklar doğmuşsa, çok değerlidir; çünkü anne-babalarının birbirlerinden nefret ettiğini hissetmeleri çocukların psikolojisini olumsuz etkiler. Evlilikte edinilen deneyim, bir sonraki birlikte aynı hataların tekrarlanmasına izin vermeyecek bir öğrenme olarak görülmelidir.
Doğum tarihlerine göre karmatik ilişki hesabı
Karmatik ilişki hesabında şu yöntemler kullanılabilir:
- Astroloji (sinastri ya da partnerlerin yıldız haritalarının üst üste bindirilmesi).
- Tarot kart açılımı.
- Numeroloji.
- Regresyon çalışmaları.
- Kader Matrisi.
Son yöntemde her bir partnerin Kader Matrisi hesaplanır; ilişkiler hattına özel dikkat edilir ve ayrıca Uyum Matrisi oluşturulur:
- Partnerlerden birinin ilişkiler hattında sekizinci Arkan varsa, ilişki karmatiktir. Partnerler ya da onlardan biri önceki bedenlenişlerden gelen karmatik görevleri işlemelidir.
- Örneğin Gardiyan ve Mahkûm gibi iki zıt kutbun birliği söz konusuysa, bu insanların “öylesine” bir araya gelmediği rahatça söylenebilir. Her ikisinin de karmatik kuyruklarında birlikte işlemeleri gereken görevler vardır.
Kader Matrisi’ni kendi başınıza çözümlemek için sanatî (virtüel) hesaplayıcıyı kullanabilirsiniz. Hesap için her iki partnerin doğum tarihleri gerekir.
Karmatik ilişkiler ve onların görevleri
Kader Matrisi, Budizm dâhil birkaç ezoterik öğretiye dayanır. Bu bağlamda karma, belirli bir amaç veya niyetle yapılan eylem ve davranıştır. Dolayısıyla karmanın, karmatik görevlerin işlenmesi; belirli durum ve eylemlerdeki güdünün ve düşüncelerin farkına varmaktır.
Çoğu zaman birlik dağılırken kişi yıkıcı davranır; dünkü partnerinden intikam almak, onu incitmek, çektiği acıların rövanşını almak ister. Eski partner duygularını göstermede cimri, soğuk ya da sadece pinti, ahlaken ve fiziksel olarak incitici olduysa da benzer bir his doğabilir. Karmayı olumsuz etkileyen bu yıkıcı arzunun neden doğduğunu; bunun yerine neden barışçıl bir şekilde ayrılma, ilişkiyi serbest bırakma ve geleceğini negatif duygularla ve anılarla kirletmeme kararının seçilmediğini anlamak önemlidir.
İlk yapılması gereken şey, kendine şu soruyu sormaktır: “Partnerim için iyi olarak ben ne yaptım?” Çoğu durumda bu soru insanı afallatır, kimi zaman şoka sokar. Ortaya çıkar ki, ortaklıkta sadece talepler vardır, karşılıklı faydaya dayalı bir alışveriş yoktur. Yalnızca “tek yönlü” işleyen karmatik ilişkiler sorunlara mahkûmdur; çatışma uzayıp gider ve taraflar sorunu barışçıl yöntemlerle çözmek istemezse sonuç ayrılık olur.
Kendi Kader Matrisi’ni inceleyen kişi, davranışlarının güdülerini anlayabilir; güçlü ve zayıf yönlerini öğrenebilir; onu negatif eylemlere itebilecek tetikleyicileri fark edebilir. Matris içinde kırmızıyla işaretlenmiş pozisyonlar vardır – bunlara özel dikkat edilmelidir; çünkü yaşamın ve faaliyetlerin tüm alanlarını, partnerlik ve evlilik dâhil, etkilerler.
Kader Matrisi ve ilişkilerde uyum
Kader Matrisi, hayat yolculuğunda neden-sonuç bağlarını anlamak isteyenler için bir harita, bir rehberdir. Karmatik ilişkilerin tüm yönlerini çözümler; anne-babamızın, kendimizin ve çocuklarımızın hangi görevleri olduğunu ve insanların birbirine karşı karşılıklı etkilerini açıklar.
Matris’te İlişkiler Hattı (Svadhisthana) vardır; bu hat ilişkilerdeki görevlerin yorumlanması için kullanılır. Artı enerji, karmanın işlenmesi için nelerin desteklenip güçlendirilmesi gerektiğini gösterir; eksi enerji ise kaçınılması ve mücadele edilmesi gerekenleri. Eksi enerjiler azalırsa bu durum karmatik ilişkilere olumlu yansır ve ilişkiler iyileşir.
Birlikte iki kişi bulunduğundan, her iki partnerin Kader Matrisleri de incelenmelidir. Sadece kendi Matrisini çözümleyen kişi hayat arkadaşını tam olarak anlamayabilir; oysa her iki taraf da durumu bilirse, bu birlikteliğin uyumuna katkı sağlar. Herkes artı ve eksi enerjilerini tanır; bu da karşılıklı anlayışı ve genel olarak ilişkiyi güçlendirir.
Daha da iyisi, çifti etkileyen enerjilerin belirlendiği bir Uyum Matrisi hesabı yapılmasıdır. Bu son derece faydalıdır; çünkü partnerler yalnızca birliği daha iyiye taşımakla kalmaz, karmaya da artı puanlar kazanırlar. Böyle bir deneyim ve birikimle, bir sonraki yaşamda ilişkilerin aynı derecede uyumlu ve aydınlık olma şansı vardır; hatta belki aynı birliktelik bile devam edebilir.
Kader Matrisi partnerlere şu özellikleri açar:
- Birlikte ilişkilerin kurulma biçimi.
- Mali olanaklar.
- Potansiyel problemler.
- Çiftin tek bir bütün olarak dışavurumu.
Uyum Matrisi tüm başlıklar üzerinden analiz edilmeli ve karmayı bozmamak için eksi enerjilerle mümkün olduğunca uğraşmaktan kaçınılmalıdır.
Psikoloji ve karmatik yasalar
Budizm, psikoloji, Kader Matrisi ve birçok ezoterik öğreti, karmatik yasaların yorumlanmasında, bunların insan hayatındaki rolünde ve insanlar arasındaki ilişkilere etkisinde neredeyse aynı yaklaşımı benimser. Ruh ölümsüzdür; belirlenen karmatik görevleri izleyerek ve önceki bedenlenişte yapılamayanları işleyerek, somut bir bedende defalarca deneyimden geçer. Partner seçimini de ruhun yer alacağı aile ve sosyal çevre etkiler.
Soyun (ataların) etkisi de aynı derecede önemlidir. Ataların eylemlerine bağlılığın varlığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Nesilden nesile mutsuz evliliklerin tekrarlandığı bir soyda, bu durum o soya ait karmatik görevlerin işlenmediğini gösterir. Sigmund Freud şöyle belirtmiştir: “Bir neslin psişik süreçleri diğerine aktarılmasaydı ve onda sürdürülmeseydi, herkes hayata yeniden baştan öğrenmek zorunda kalırdı; bu da her türlü ilerleme ve gelişmeyi imkânsız kılardı.” Onun öğrencisi Carl Jung ise psikolojiye kolektif bilinçdışı kavramını kazandırmıştır. Bizim konumuzda bu, her bir nesildeki kadınların anne, büyükanne vb. deneyimlerini – yani soyun deneyimini – tekrarladığı anlamına gelir. Davranış arketipleri en uzak atalara kadar soydan aktarılır.
Ancak arketipsel imgelerin ve davranış ilkelerinin varlığı, insanın aynı yaşam yolunu ve aynı ilişkileri sonsuza dek tekrarlamaya mahkûm olduğu anlamına gelmez. Ruh büyümeye karar verirse, ailesinin alışılmış düşünüş ve davranış kalıplarını değiştirir, döngüyü kırar ve yine soyuna bağlılığını koruyarak daha yüksek konumlara yükselebilir.
Ruhun büyümesine, önceki nesillerin ve kendi deneyimimizi analiz ederek, doğru sonuçlar çıkararak, neden-sonuç ilişkilerini inceleyerek yardımcı olmak gerekir. Bunu, olumlu enerjilerle ve yüksek titreşimlerde yapmak önemlidir. Meditasyon, sorunun özüne daha derinlemesine inmeye, yaşananların soyla bağlantısını görsel olarak kavramaya ve anlamaya katkı sağlar.